2 Ocak 2008 Çarşamba

Rumi takvim

Osmanli Devletinde Hicri 1205 (1790) yilindan itibaren malî Isleri tanzim etmek için kullanilan takvimin adi. Osmanlilar, diger Islâm devletlerinde oldugu gibi bütün Isleri ni Hicri tarih esasi üzerinde yürütüyorlardi.Bunun için her otuz üç yilda, bir yil düsülerek Semsî sene ile mutabakat saglanmaktaydi. Düsülen bu seneye “Sivis senesi” denir. DüzeltIlmemis Julien takvimine göre ayarlanmis oldugu için Rumî Takvim ile miladi takvim arasinda 13 günlük bir fark vardir. Bu fark 1582′de Gregorien takviminde yapilan 10 günlük düzeltmenin 1900 yilinda 13 güne çikmasindan dogmaktadir. 1871 yilinda Cevdet Pasa, baskanliginda kurulan komisyon münasebetiyle kaleme aldigi “Takvimul-Edvar” adli eserde, bu takvimin, Semsî aylar esasina göre Kamerî hesapla tesbit edIlmesinin dogurdugu mahzurlari ortaya koymaktadir. Bu takvim Osmanli Devleti’nin sonuna kadar yürürlükte kalmistir.
Rumî takvim, 1871′de hicret esas alinarak yeniden sekillendirIlmistir. Baslangiç tarihi, Miladi 23 Eylül 622 olarak alinmistir. Aylar Semsî olarak hesaplandigi isin Hicrî-Kamerî tarihe göre her otuz üç yilda bir yil geri kalmaktadir. Daha sonralari bir takim, malî gerekçeler sebebiyle resmî islemlerde Hicri tarihi birakarak günes esasina dayali tarihleme sIstemine geçIlmistir. Baslangiç tarihi M.S 594 tür. Mart ayi ile baslamaktadir. Hicri takvim ayin hareketlerine göre tesbit edildigi için Semsi takvime göre 1 yili, on bir gün önce tamamlar. Bu fark 33 senede Semsî takvime bir yillik bir fark yapar.

Celali Takvimi

Büyük Selçuklular zamanında Melikşah tarafından hazırlatılan bu takvim güneş yılınagöre hazırlanmıştı.

Tarih Bilmi

TARİHİN TANIMI

TARİHİN KONUSU NEDİR? : Geçmiş zamanda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetidir.TARİH ANLATIMINDA Tarih geçmiş zamanlarda yaşayan insan topluluklarının her türlü faaliyetlerini YER VEZAMAN bildirerek, SEBEP-SONUÇ ilişkisi içinde anlatan bilim dalıdır.
YER VE ZAMANIN ÖNEMİ NEDİR?

1)- Yer ve zamanın belirtilmesiyle olayın GERÇEK olup olmadığını anlarız.
2)- Çünkü o yerin iklimi, yaşam şartları, madenleri, o zaman içindeki nüfusu,o zaman içindeki toplumsal değerler olayın meydana geliş sebeplerini oluşturabilirler.
Olayın geçtiği yer ile olayın meydana geldiği zaman dilimi o olayın sebep ve sonuçlarınıbelirlememizde gereklidir.
SEBEP-SONUÇ İLİŞKİSİNİN ÖNEMİ NEDİR?

her olay kendisinden önceki olayınSONUCU, kendisinden sonraki olayın SEBEBİ'dir. Önceki olayı bilmezsek, sonraki olayı kavrayamayız. Bütün olaylar bir zincirin halkalari gibi birbirine bağlidir.

OLAY NEDİR? OLGU NEDİR?

OLGU: Oluşum süreci içinde ya da başka bir şeyin belirtisi olarak gözlemlenmiş olaylardan ibarettir.Örnek: Anadolu'nun Türkler tarafından fethi OLAY'dır. Anadolu'nun Türkleşmesi OLGU'dur. İnsanları ilgilendiren sosyal, ekonomik, kültürel, dini ve benzeri alanlarda meydana gelenoluşumlardır.

TARİH FELSEFESİ NEDİR

Tarihi tecrübeleri günümüz meselelerinin çözümü için yeniden yorumlamaya TarihFelsefesi denir.TARİHİN

TASNİFİ(SINIFLANDIRILMASI)

1)- Zamana Göre Sınıflandırma: (Örnek: Ortaçağ tarihi,15. yüzyıl tarihi gibi...)
2)- Mekana(Yer) Göre sınıflandırma: (Örnek:Türkiye Tarihi,Avrupa tarihi gibi...)
3)- Konuya Göre Sınıflandırma: (Örnek: Tıp Tarihi, Sanat tarihi gibi...)

TARİHİ NEDEN SINIFLANDIRIYORUZ?

Tarihi Zamana, Mekana ve Konuya göre sınıflandırmamızın nedeni öğrenmeyi,öğretmeyi,araştırmayıkolaylaştırmakdır.

TARİHİN YÖNTEMİ

Kaynaklar 2'ye ayrılır:
1- Ana Kaynaklar(Birinci el kaynaklar): Olayın geçtiği döneme ait kaynaklardır.
2- İkinci El Kaynaklar: Ana kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan kaynaklardır.Ayrıca kaynakları
Tarihi olayları araştıran bir tarihçi sırasıyla aşağıdaki yöntemleri uygular.1)-KAYNAK ARAMA: Önce olayla ilgili kaynaklar aranır.
YAZILI ve YAZISIZ kaynaklar diye de ikiye ayırabiliriz:
1- Yazılı Kaynaklar: Kitabeler, fermanlar, kanunlar, mahkeme kayıtları, noterlik yazıları,gazeteler, dergiler vb...
2- Yazısız(Sözlü) Kaynaklar: Evler, kaleler, tapınaklar, heykeller, silah, eşyalar,destanlar, efsaneler, fıkralar, atasözleri örf ve adetler vb...
2)- VERİLERİ TASNİF, TAHLİL VE TENKİT ETME:
a)- Tasnif(Sınıflandırma): Elde edilen bilgiler zamana, mekana ve konuya göre tasnif edilir.
b)- Tahlil(Analiz=İnceleme) : Kaynaklardan elde ettiğimiz bilgiler güvenilir mi?Karşılaştırma yapılarak bilgiler bu yönde incelenir.
c)- Tenkit(Eleştiri): Elde edilen bilgilerin işe yarayıp yaramadığı, hangi bilgilerinkullanılacağı belirlenir.
3)- SENTEZ(BİRLEŞTİRME): Kaynaklardan elde edilen bilgiler düzenlenerek yazılması safhasıdır.

TARİHE YARDIMCI OLAN BİLİMLER:

1)- COĞRAFYA: Tarih olayın geçtiği YER'in fiziki ve beşeri özelliklerini coğrafyadan öğrenir.
2)- ARKEOLOJİ(Kazı Bilimi): Toprağın ve suyun altında kalmış olan tarihi eserleri ortaya çıkarır.
3)- KRONOLOJİ(Takvim Bilgisi): Tarihi olayların zamanlarını belirleyerek, meydana geliş sıralarınıdüzenler.
4)- PALEOGRAFYA: Eski yazıların okunmasını sağlayan bilim dalıdır.
5)- EPİGRAFYA(Kitabeler Bilimi): Taş, mermer gibi sert cisimler üzerine yazılan yazıları inceler.
6)- SOSYOLOJİ (Toplum Bilimi): Sosyal olayları inceler.
7)- ANTROPOLOJİ: Toplumların ırk yapılarını inceler.
8)- Dilleri ve diller arasındaki bağları inceler.
9)- ETNOGRAFYA: Örf,adet, gelenek ve görenekleri inceler.
10)- DİPLOMATİK: Günümüze kadar gelmiş olan resmi belgeleri, fermanları vb. inceler.
11)- HERALDİK (Mühür bilimi): Resmi belgelerdeki mühür, arma ve özel işaretleri inceler.
12)- NÜMİZMATİK(Paralar bilimi): Eski Paraları inceler.Bunlardan başka tarihe yardımcı bilimler arasına felsefe, istatistik, psikoloji, astronomi, Tıp,kimya gibi bir çok bilimi katabiliriz.

Hicri Takvim

baslangic olarak hz. muhammed in mekke den medineye hicretini esas alan ibadetlerin kendisine gore duzenlendigi takvim. kameri aylardan olusur. ay yilini esas alarak hazirlanmistir.miladi takvimdeki zaman kaymasi olan dorde bolunen yillarin subatinin 1 gun fazla olmasi olayi hicri takvimde olmadigi icin miladi takvimden daha guvenilir ve kesin zaman olcumu yapar.Ay'ın Dünya etrafında döndüğü süreyi temel alır. Bir gün Ay'ın Dünyayı bir defa dolaşması için geçen süredir. Miladi takvimde ise Dünyanın Güneş etrafında dolanımı esas alınır. Bir gün Dünyanın, Güneşin etrafını bir defa dolanması için geçen süredir.

Mikadi takvim

İsa'nın doğumundan önceki tarihler “Milâttan önce” ki tarihler olarak kabul edilmiştirİyon ve yunanlılar kanalıyla batıta aktarılmıştır. romalılar sezar zamanında julyen takvimi olarak düzenlemiş ve kullanmışlardır. yeniçağda papa xii.gregor tarafından yeniden yapılan düzenlemelerle gregoryan takvİmİ olarak anılmıştır. günümüzde ise milat takvimi denilmektedir. milat takvimi hz. İsa'nın doğuşunu(sıfır) kronolojinin başlangıcı olarak kabul eder.Bugün, bütün medenî dünyanın kullandığı takvim Başlangıç olarak İsa'nın doğumu alınmıştır.Türkiye'de 1927 yılında kullanıma giren Gregoryen takvimine verilen isim. Hz. İsa'nın doğumunu (Milad) başlangıç olarak aldığı için bu adla anılır.güneş yılını esas alır. temeli mısırlılar'a dayanır.

Tavim çeşitleri

  • Miladi Takvim
  • Hicri Takvim
  • Celali Takvimi
  • Rumi Takvim

Takvimin icadı

Takvim İcadı - Takvimi Kimler İcat etmiş?
Zaman bölümleme sistemi. Yılın günlerini gösteren cetvel. Geçen zamanı ölçmek için, hareketleri düzenli olan ve kolaylıkla gözlemlenebilen iki yıldızdan yararlanılır: bunlardan biri Ay, öteki Güneş'tir. Ay'ın 29,5 günde bir tekrarlanan ve l yılda 12 evreden oluşan bir hareketi vardır. Güneş ise, mevsimlere göre değişen bir yüksekliğe ulaşır ve hareketini 365 gün 6 saatte tamamlar. Bu nedenle de ay ve güneş takvimleri yapılmıştır. Ay takviminde, Ay'ın evrelerini izleyen 29 ve 30 günlük almaşık 12 ay vardır; bu 12 ay, 354 günlük bir ay yılı oluşturur. Ancak bu yıl mevsimlerin ritmine uymaz (11 gün kısa). Güneş takviminde ise yıl, tersine, mevsimlerin ritmini izler, ancak aylar (30 ya da 31 günlük), Ay'ın evrelerine denk düşmez (l gün fazla). JÜLYEN TAKVİMİ M.Ö. 46'da Julius Sezar, astronomları, Güneş'in hareketine tam anlamıyla uyabilen bir takvim yapmakla görevlendirdi. Güneş yılı işte o zaman 365 gün 6 saat olarak hesaplandı. «Jülyen» adı verilen bu takvim bu nedenle 365 günden, 4 yılda bir de 366 günden (artık yıl) oluşur. Ancak bu takvim tam anlamıyla kusursuz bir takvim değildir. Yer, Güneş çevresindeki dolanımını 365 gün 5 saat 48 dakika ve 46 saniyede tamamlar. Şu halde Jülyen takvimi 11 dakika 14 saniye kadar uzundur. Bu fark ilk bakışta önemsiz gibi görünürse de her yıl tekrarlanınca 100 yılda 18 saatlik, 400 yılda da 3 günlük bir farka yol açar. GREGORYEN TAKVİMİ (TAKVİMİ GARBİ) XVI. yy. da, aradaki bu fark 10 güne ulaşmıştı (ilkbahar 21 yerine 11 martta başlıyordu). İşte bu nedenle papa Gregorius XIII, bu hatayı düzeltmek için 4 ekim 1582'den sonraki günün 15 ekim 1582 olmasına karar verdi. Ayrıca bu farkın yeniden oluşmasını önlemek için artık yılların dört yılda bir tekrarlanmasına karar verildi. Artık yıllar 00 ile biten yıllar dışındakilerdi. Böyle yıllar da 400'e bölünebilirlerse artık olabilirdi. Sözgelimi 1600 artık yıldı, 2000 de artık yıl olacaktır; ancak, 1700, 1800, 1900 yıllar artık sayılmadı. 400 yıldaki 3 günlük hata da böylece giderilmiş oldu. «Gregoryen» diye bilinen bu takvim bugün bütün dünyada kullanılmaktadır. Yılın on iki ayı ve bu ayların gün sayısı şöyledir: ocak (31), şubat (28 veya 29), mart (31), nisan (30), mayıs (31), haziran (30), temmuz (31), ağustos (31), eylül (30), ekim (31), kasım (30), aralık (31). Yıl, her biri kavuşum ayının dörtte birine denk 52 haftaya bölünmüştür. DİĞER TAKVİMLER Birçok toplum resmî olarak Gregoryen takvimini kullanıyorsa da, dinî tarihler için daha eski ve geleneksel bir takvimden yararlanılır. Sözgelimi Müslümanların bir ay takvimi vardır; şu halde Müslüman takvimi yılı, Hıristiyan takviminin yılından 11 gün eksiktir. Müslüman takviminin birinci yılının ilk günü 16 temmuz 622'ye tekabül eder. O tarihte Hz. Muhammet Mekke'den Medine'ye Hicret etmiştir. Museviler ise, M.S. IV. yy.da, ayları (30 ve 29 günlük) Ay'ın hareketine göre hesaplanmış bir takvimi kullanmağa başladılar. 12 ay 354 gün tuttuğu için bu takvime zaman zaman bir 13'üncü ay eklenir. TÜRK TAKVİMLERİ Türkler İslâm dinini kabul etmeden önce, güneş yılına dayanan ve yılları sayıyla değil de hayvan adlarıyla belirtilen bir takvim kullanırlardı (on iki hayvanlı takvim). İslâmlığın kabulünden sonra hicrî-kamerî denen Müslüman takvimini (alaturka takvim de denir) benimsediler. Sonra Osmanlılarda Mahmut I zamanında hicrî takvimle birlikte rumî takvim de kullanılmağa başladı. Malî veya hicrî-şemsî takvim de denen bu takvim gene Hicret'ten başlatılıyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nde bunların hepsi bırakılarak Gregoryen esasına uygun miladî takvim benimsendi (26 aralık 1925).Takvimler astronomik olaylara göre ayarlanır. Evrende bizim için en önemli iki astronomik hadise de güneş ve ay olduğuna göre takvimlerimizi bunlara göre ayarlamamız son derece doğal. Bugün kullandığımız Gregoryen takvimin babasını, M.Ö. 45 yılında Sezar hazırlamış. Bu takvimin başlangıcı da Cleopatra ile ilk buluşmasıymış. Ancak bu takvim 128 yılda bir 1 gün atarmış. Bunu engelleyecek ince ayar 15 Kasım 1582'de yapılmış.
Pusula (206): Pusula, eski Çin hanedanlıklarından Qin'in bilim adamları tarafından keşfedilmiş. Çinli büyücüler, mıknatıs taşlarını fal bakarken kullanıyormuş. Sonunda birileri mıknatıs taşlarının belirli bir yönü gösterebildiğini fark etmiş ve ilk pusula böylece ortaya çıkmış. Ancak bu pusuladan çok, bir platformun üzerine bırakılmış bir kaşıkmış. Manyetize edilmiş bir iğnenin yuvarlak bir kutuya konması ise 850 ile 1050 arasında bir zamanda, yine Çin'de gerçekleşmiş. Pusula olmasaydı neler olurdu bir düşünsenize!